Minik kalplere umutla dokunan bir hikâye: Hoşça Kal Pofuduk | Süreyya Güneş

Bazı kitaplar vardır, basit gibi görünür ama okudukça içinizi bambaşka duygularla doldurur. Hoşça Kal Pofuduk, tam olarak böyle bir kitap. Timaş Çocuk’un okul öncesi kitaplığında yerini alan bu hikâye, küçük bir çocuğun bir “Pofuduk”la kurduğu özel arkadaşlığı anlatırken, okurlarına kayıp, yas, veda ve hatıralar üzerine derin ama yumuşak bir deneyim yaşatıyor. Ross Montgomery’nin yazdığı, Richard Johnson’ın pastel ve duygulu çizimleriyle hayat bulan bu resimli kitap, çocukların anlamaya başladığı ilk duygulara incelikle dokunuyor.

Hikâyemiz, 52 numaralı evde yalnız yaşayan bir Pofuduk’u her sabah okula giderken gören küçük bir çocukla başlıyor. Bir gün ona bir çiçek götürmesiyle ikilinin hayatı değişiyor. Aralarında gelişen bağ, her gün biraz daha güçleniyor; birlikte çorba içiyor, radyo dinliyor, küçük gezilere çıkıyorlar. Ama okur fark ediyor ki Pofuduk, yalnız ve yaşlı. Eşyaları bile garip: Gazeteden halılar, tek bir sandalye ve sadece kavanozlarla dolu bir buzdolabı. Yine de çocuğun getirdiği neşe ve ilgiyle Pofuduk’un dünyası yavaş yavaş renkleniyor.

Çocuk, Pofuduk’un başka Pofuduklarla tanışabilmesi için bir parti düzenliyor. Davetiyeler yazılıyor, annesi yardım ediyor, Pofuduk’un evi konuklarla doluyor. O gece herkes dans ediyor, çorba içiyor, gülüyor. Ama sabah olduğunda Pofuduk’un vedası yaklaşıyor. Hikâyenin kırılma noktası burada: “Zamanı geldiğinde her Pofuduk gitmek zorundadır.” Bu cümleyle, yazar çocuklara ölüm temasını doğrudan ama sarsmadan anlatıyor. Pofuduk’un kaybı, çocuğun hayatında iz bırakıyor ama bu iz, acıyla sınırlı değil. Pofuduk’un ardından gelen yeni aile, çiçeklenen bahçe ve yeni dostluklar, hayatın devam ettiğini hatırlatıyor.

“Hoşça Kal Pofuduk”, çocuklara kaybı anlatmanın ötesinde, sevgiyle kurulan ilişkilerin kalıcılığına vurgu yapıyor. Veda etmenin hayatın bir parçası olduğunu, ama her vedanın ardında kalıcı izler ve güzel anılar bıraktığını öğretiyor. Bu bakımdan, sadece çocuklar için değil, bu konuyu çocuklarına nasıl anlatacağını bilemeyen yetişkinler için de kılavuz niteliğinde.

Kitapta kullanılan dil sade, anlatım yumuşak, görseller ise metne derinlik katan bir atmosfer sunuyor. Her sayfada çocukların duygularına temas eden küçük detaylar gizli. Pofuduk’un çorba sevgisi, çocuğun ona gösterdiği şefkat, birlikte geçirilen sade ama kıymetli zamanlar, bu hikâyeyi evrensel kılıyor.

Sonuç olarak Hoşça Kal Pofuduk, minik okurların kitaplığında uzun süre kalacak bir hikâye. Anlatmakta zorlandığımız vedaları, kayıpları, değişimleri çocuklara anlatmanın en yumuşak yollarından biri. Duygusal zekâyı geliştiren, empatiyi artıran ve sevginin kalıcılığını hissettiren bu kitap, küçük bir çocuğun gözünden hayatın en büyük hakikatlerinden birine bakmayı başarıyor.