“Sihirli Defter” ile kelimelerin ve hayallerin büyüsüne yolculuk

7 saat önce 1

Erol Hızarcı’nın yeni romanı “Sihirli Defter”, edebiyatla yaşam arasındaki görünmez bağları keşfe çıkarıyor. Okuru, hem bir çırak-usta ilişkisine hem de yazmanın metafiziğine ortak eden eser, bir defterin sayfalarına yazılan sözcüklerle başlayan ve kendini arayışa dönüşen büyülü bir hikâyeyi anlatıyor. Eser Destek Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı.

Tanıtım metninden

Sanat felsefenin bedenidir, yazı ise rüyanın yankısı…

Yazı ile hayat arasındaki sınırın bulanıklaştığı, kelimelerin havada salındığı, rüyaların gerçek kadar somut olduğu bir dünyada geçen bu roman; yazmak isteyen bir gencin, ustasının peşinden yürüdüğü edebi ve felsefi bir yolculuğu konu alıyor. Kitabın merkezinde ise bir sır var: kendiliğinden silinen cümleler barındıran “sihirli defter”.

Roman boyunca yazmak, okumak, düşünmek, kaybolmak, yeniden doğmak ve rüya görmek gibi temalar; güçlü bir felsefi damarın eşliğinde, sade ama derinlikli bir dille işleniyor. Hızarcı, bilinç ile sezgi, hayal ile gerçek, arzuyla niyet arasındaki çizgileri ustalıkla sorgularken, okuru da kendi “sihirli defteri”ni keşfetmeye davet ediyor.

“Sihirli Defter”, yalnızca edebi değil, varoluşsal bir metin. Her sayfasında yazının büyüsüyle karşılaşmak isteyen okurlar için benzersiz bir deneyim sunuyor.

Arka Kapak Yazısı

Yazmak, düşe dalmak gibidir. Usta ile çırağın yolu kesişince, bu düş bir sihri kuşanır.

Bir çırak…

Yazının büyüsüne kapılmış, kelimelerin peşinde bir usta arayan genç bir yolcu.

Bir usta…

Sihirli bir deftere ruhunu üfleyen, yazının ilahi sırrını ararken kendi benliğini yitiren ve yeniden bulan bir bilge.

Sihirli Defter, yazının sırlarını aralayan, düşüncenin ve sezginin yolculuğunda bir rehber niteliği taşıyan felsefi ve edebi bir anlatı. Usta ve çırak arasındaki diyaloglar aracılığıyla sizi yazma eylemi, okuma disiplini, düşünce derinliği ve ruhsal keşifler üzerine katman katman açılan bir düşünce evrenine davet ediyor. Kimi zaman bir rüyaya, kimi zaman bir metafora dönüşen bu anlatı; yazının ne olduğu kadar, insanın kim olduğu sorusuna da cevap arıyor.

Erol Hızarcı’nın sade ama derinlikli üslubuyla kaleme aldığı bu eser, yazma ve düşünme yolculuğuna çıkmak isteyen herkes için bir başvuru kaynağı.

Yazının Tamamını Oku