Tokyo’dayım. Sabah. Bahar. Japonya’nın açtığı mevsim. Etrafta düzenli, sade, zarif ve sessiz insanlar. Hava mis gibi. Tertemiz yollar, sokaklar, arabalar. Parkta, yerde yaprakları toplayan bir adam. Hareketleri yavaş, tekrar eden, neredeyse meditatif. Ne bir acele, ne de gösterme çabası. İşlerini dürüstçe ve içten bir bağlılıkla yapıyor bu insanlar. Yüzlerce insan var etrafta ama çıt çıkmıyor.

Kawabata’nın Dağın Sesi romanını okudum buraya gelmeden önce. Karakterler neredeyse konuşmuyor, kelimelerden çok jestler, bakışlar, doğanın sesi ve suskunluk devrede. Japon kültürünün temelinde yer alan mono no aware – “geçiciliğin hüznü” – romanın her satırında hissediliyor. Shingo’nun yaşlılığı, kızının mutsuz evliliği, gelininin sessiz isyanı… Kimse bağırmıyor; çünkü Japonya’da yüksek sesle söylenenin değil, sessizlikle ifade edilenin kıymeti büyük. Anlatının kalbinde bu sessiz anlar yer alıyor. Bahçedeki kiraz ağaçları, sabah sisi, uykudan önce içilen çay romanda birer detay değil hikayenin aktif parçaları gibi. Shingo sık sık belleğini yitiriyor. Geçmiş ara ara kendini gösteriyor ama asla bütünüyle açıklanmıyor. Su gibi akan, içine yumuşacık sürüklendiğiniz bir hikaye.
Göstergeyle Yürümek: Barthes, Haiku ve Sessizliğin Dili
Göstergeler İmparatorluğu’nu yazan Roland Barthes’a göre Japonya, Batı’nın anlam dayatmasına karşı “boşluğun bilgeliği ”dir. Ona göre Japonya, anlamın sabitlenemediği, göstergelerin nihai bir gösterilene ulaşmadığı bir kültür. Japonya’da yazı, imgeler, mimik ya da davranışlar; hepsi gösterge olabilir ama hiçbir zaman son sözü söylemez. Batı’nın kestirip atan, “bu budur” diyen tanımları yok bu topraklarda.
Eski gölet – Bir kurbağa atlar, Su sesi. — Bashō
Bashō’nun haikularında olduğu gibi, Japon gündelik yaşamı da anlatmak yerine olmakla ilgili. Japonya’da her şey birer gösterge olabilir, ama hiçbir şey nihai anlamı üstlenmez. ‘Sadece izle’ diyen haikular gibi… Hafif bir bıçak izi etkisi ya da bir fırça vuruşu. Hissedebilmek için izlemek, duymak ve gözlemlemek gerekir.
Japon yemek kültürü de bambaşka. Malzemenin doğallığına sadakat, aşırı tatlardan uzaklık, sunumda sadelik. Yemek tepsilerindeki ufacık yiyecek demetleri azıcık zencefil, olmazsa olmaz pirinç ve birkaç dal sebzesiyle güçlendirici bir iksir sanki.
Boşluğun Güzelliği: Zen Estetiği
Japon estetiğinde güzellik eksiklikten doğar. Çıplak odalar, kayan kapılar, çay seremonisindeki sadelik, geleneksel bahçelerdeki dengeli asimetri. Her şey fazlalıktan arındırılmış halde bu bahçelerde. Doğa bir manzara değil, bir ruh hali.
Öyleyse bizim ruhlarımızın neden paramparça olduğu belli, değil mi?
Kyoto yakınlarında kiraz ağaçlarının altında dolaşan geyikler, geleneksel kıyafetleriyle yürüyen insanlar… Kimonoların desenlerine karışan kiraz çiçekleri. Dokunduğun anda havaya karışarak süzülen narin pespembe yapraklar. Boşluğun güzelliği. Zen, sessizliğin içinde doğan varoluşla ilgili. Japon yaşamı da böyle işliyor sanki. Bağırmadan, açıklamadan, hissederek. İletişimi kuran ses değil; tüm beden, gözler, gülümseme, saçlar, giysiler sizinle bir şekilde konuşuyor.
Etrafımı izlerken kendilerini neden bu kadar yalnız hissettiklerini merak ediyorum sadece. Yalnızlık Bakanlığı kurmaya ihtiyaç duyacak kadar. “Şu gezegende kendini yalnız hissetmeyen var mı sanki” diyorum sonra. Belki de tek yaptıkları bu duyguyu göz ardı etmeyip bir şeyler yapmak istemeleridir. Sabaha kadar açık oyun salonları, çocuk tarafımızı kucaklayan peluş oyuncaklar, kocaman gözleriyle hayatın içine girmiş anime karakterler… Bu bakanlığın ismi de şiir gibi değil mi ayrıca?
Gündelik Yaşamın Poetiği: Wim Wenders’ın Perfect Days’i
Wim Wenders’ın Perfect Days filmindeki Hirayama’yı hatırlarsınız. Onun gibi bir temizlik görevlisinin dünyasını izlemek aslında Japonya’nın tüm yaşam kültürüne açılan bir pencereden bakmak gibi…
Hirayama, Tokyo’da tuvalet temizleyen bir adam. Sabahları aynı sırayla uyanır, kasetçalarını açar, işe gider. Her şey bir tekrar halindedir. Wenders, Hirayama’ nın dünyasında şimdiyi sabitler. Film boyunca geçen zaman, daireseldir. Aynı şarkıyla başlayan ve biten günler… Yavaşlık, tekrar, sadelik. Bu adam hiçbir şey anlatmaz. Ağaçlara bakar, çiçeklerin fotoğrafını çeker. Gün bitiminde parkta bir banka oturur. Bu oturuş, bir moladan çok bir şükür gibidir. Bu küçücük serüvenlerin gün boyunca yığılmaları bir tür aşk sarhoşluğu verir.
Wenders’ın kamerası, Barthes ’ın Japonya’ya baktığı göz gibidir: Sabırlı, saygılı, mesafeli. Wenders’ın bu filminde Zen estetiğini sezmek mümkündür. Hirayama ’nın sabah rutini neredeyse bir çay seremonisi gibidir. Aynı hareketlerin her gün yinelenmesi bir tür meditasyondur. Anlam açıklanmaz, sadece yaşanır.
Zamanın İçinde Kaybolmak
Birlikte yaşama kültürünü bu kadar iyi bilen bir toplulukla hiç karşılaşmadım. Diğerine saygıyı, kabalaşmamayı, omza çarpmamayı, beklemeyi nasıl öğrendi bu insanlar?
Milyonlarca insanın yaşadığı, dünyanın en kalabalık şehirlerinden birinde sakince yürüyebilmek, uğultu işitmemek, korna sesi duymamak ve dokunduğun her yerin sadece birkaç dakika önce köpük köpük yıkandığını düşündürtecek kadar temiz olduğunu hissetmek nasıl mümkün? Belki de biz öyle uzun zamandır kirliyiz ki, gerçek kokuları da, temiz havayı da solumayı unuttuk. Gözlerimi ikide bir kırpıştırarak aydınlığa alışmaya çalışıyorum.
Parkta yaprak toplayan bir adamdan söz etmiştim. Şimdi o sahneye yeniden dönüyorum; ama bu kez yalnızca onu izlemiyorum, onunla birlikteyim. Her sabah benzer bir yolu yürüyen, yaprakları yerden toplayan, sonra elini yavaşça silen o adam… Artık sadece bir yabancı değil, özlediğim sakinlik, dinginlik. Japonya’ya bakmak, sadece bir kültürü incelemek değil; kendi hayatını, hızını, kelimelerini sorgulamak. Ben o sahneye eskisi gibi bakamıyorum. Sessizliğin dilini işitiyorum. Bu dil bizden esirgenmiştir. Biz bağırırız. Yine de kimse işitmez sesimizi.
Ne solan gözlerimiz, ne de çığlığımız fark edilmez bizim…
Uzun zamandır biliyorum.
Okumalar:
Roland Barthes – Göstergeler İmparatorluğu – YKY Yayınları. Çeviri: Tahsin Yücel
Dağın Sesi – Yasunari Kawabata – Can Yayınları – Çeviri: Alper Kaan Bilir
Perfect Days – Wim Wenders (Film)
edebiyathaber.net (26 Mayıs 2025)