“Öykülerdeki Çocukluğum”  |  Mehmet Özçataloğlu

18 saat önce 2

Çocuk ve gençlik edebiyatımız her geçen gün büyüyor, ilerliyor. Havuza düşen her damla havuzu biraz daha yükseltiyor. Duracak gibi de görünmüyor. Durması gibi bir dileğim de yok zaten. Fakat düşen damlanın niteliği önemli. Yayınevlerinin ticari kaygısı zaman zaman suyun bulanmasına neden olabiliyor. Yetişkinlere yönelik yazılanlarda olduğu gibi her kitapta aynı kaliteyi, tadı bulmak burada da olanaklı değil. Bunu bazen yeni bir isimde bazen de öncesinde yetişkinler için yazıp çocuklar için yazmayı deneyenlerde görebiliyoruz. Zordur çocuklara yazmak. Dili yakalamak, kurgulamak ve anlatabilmek. Farklı bir hüner ister. Bu yüzden öncesinde yetişkinlere yazmış olanların çocuklar için yazdıklarını görünce kuşkuyla yaklaşıyorum kitaba ve metne. İtiraf etmeliyim ki “sen de mi yahu” demekten alamıyorum kendimi. Yanıldığımı görmek sadece mutlu ediyor. Son örneği de Gamze Güller oldu. Gamze Güller’in daha önce yetişkinler için yazdıklarını keyifle okumuştum. Şimdi de çocuklar için yazdıklarını aynı keyifle okudum. Yazar “Defne ile Kerem/ Eğlence Başlasın” adlı kitabıyla çocuk edebiyatı dünyasına dâhil oldu. Sadece deneysel bir çalışma olarak kalır mı bu kitap bilemiyorum. Bu çizgiyi koruyacaksa kalmayabilir. Kitabın adından yola çıkarak söylersem de “Defne ile Kerem” bir dizi olarak ilerleyebilir. Everest Çocuk tarafından yayımlanan ve Serra Ataman tarafından resimlenen kitap gözü ekrandaki çocuklar için masal, biz ebeveynleri için de çocukluk anısı tadında.

Kitap dokuz öyküden oluşuyor. Yazarın dili ve anlatımı kitabı keyifle okutup bir su gibi akıtıyor. Çocukların zihnini zorlayacak derin bir gizem yok. Doğaüstü varlıklar yok. Önlerindeki ekrana kısa ve eğlenceli bir mola niteliğinde.

Defne ile Kerem iki kardeş. Kerem az da olsa büyük olanı. Büyük olmanın getirisi belki, bilgiçlik taslamaktan hoşlanan, akıllı, deney yapmayı seven bir çocuk. Defne ise kıpır kıpır, zeki, meraklı, biraz konuşkan biraz da inatçı bir kız çocuğu. Böyle bir ikili bir araya gelince de ortaya neler çıkar tahmin edebilirsiniz.

Serra Ataman’ın çizimleri, öyküleri daha da renklendirip çocuklar için sevimli, albenili bir kimliğe büründürmüş.

Renkli boya kalemleri, balonlar, gizemli kutu, yıldızları seyrederek uyumak, bilim seti gibi çocukluğumu çağrıştıracak birçok öğe karşıma çıktı bu kitapta. Ama en çok da kırmızı bisiklet. Birçok öyküde, romanda karşımıza çıkmıştır. Hatta kitaplara adını vermiştir. Belki kolay sahip olamadığımdan, her defasında heyecan verir bana kırmızı bisiklet. Renginden de bağımsız olarak, bisiklet benim için çocukluktur ama en çok da sabırla beklemektir. Yazarla aynı dönem çocukluğunu yaşadığımızdan olsa gerek öykülerin temelini oluşturan unsurlar benim için de özel anlamlar taşıyor.

Gamze Güller’in düşüncesini, planlamasını bilemiyorum ama beklentim Defne ile Kerem’in yeni maceralarla bizimle olması. Çocukluğumuza dair başka ayrıntıların ortaya çıkması güzel olur. Bu öyküler aracılığıyla bunları çocuklarla konuşmaksa daha da güzel olur. Onlar ebeveyn çocukluğu ile tanışırlar, ebeveynler de çocukluklarını bir kere daha anımsarlar. Ne de olsa bizim çocukluğumuz güzeldi.

edebiyathaber.net (14 Haziran 2025)

Yazının Tamamını Oku